MaLıKöY
MaLıKöY
MaLıKöY
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


MaLıKöY Forum Hoş geldin, .
Son Ziyaretiniz: Perş. Ocak 01, 1970
Mesaj Sayınız: 0

 
AnasayfaKapıAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapYardım


Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» Gerber8.2+Türkçe Yama Tek Link...kurulum anlatımlı..
Karacaoğlan ŞiiRLeri EmptyPaz Eyl. 22, 2013 10:04 pm tarafından nilcem

» 3D Instructor 2.0: Home version (2010) Full Caps Torrent hızlı Zamunda İndir
Karacaoğlan ŞiiRLeri EmptyPtsi Tem. 29, 2013 6:46 pm tarafından xkral

» Volsoft MyCafe 2009 - Volsoft MyCafe 2009 İnternet Kafe PlayStation Yönetim Programı
Karacaoğlan ŞiiRLeri EmptySalı Şub. 05, 2013 7:54 pm tarafından tolgaduru69

» Avatar / Türkçe Dublaj DVDrip Torrent İndir
Karacaoğlan ŞiiRLeri EmptyC.tesi Mayıs 05, 2012 3:19 pm tarafından zeynolim

» yemek tarifleri sitesi
Karacaoğlan ŞiiRLeri EmptyPerş. Ekim 27, 2011 9:07 pm tarafından reddragon35

» sultan papağanları
Karacaoğlan ŞiiRLeri EmptyPaz Ekim 09, 2011 7:33 pm tarafından reddragon35

» forum türkiye
Karacaoğlan ŞiiRLeri EmptyCuma Eyl. 02, 2011 4:52 pm tarafından reddragon35

» Web Tasarım
Karacaoğlan ŞiiRLeri EmptyPtsi Ağus. 29, 2011 12:39 pm tarafından reddragon35

Haber Köşesi
Habertürk
MalıKöY Forum Haber
Reklam Alanı
Tavsiye Siteler
Traffic Rank

 

 Karacaoğlan ŞiiRLeri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 1136 Başarı Sistemi : 2 Kayıt tarihi : 19/02/10 Yaş : 36 Nerden : Ankara

Karacaoğlan ŞiiRLeri Empty
MesajKonu: Karacaoğlan ŞiiRLeri   Karacaoğlan ŞiiRLeri EmptyC.tesi Şub. 20, 2010 11:58 am

ANNACINA ALMIŞ KOCA BERİD'İ





Annacına almış koca Berid'i


Farıdı da deli gönlüm farıdı


Hazret Nuh'tan beri kimler var idi


Nuh'un tufanını bilin mi meşe




Anacına almış koca ardıcı


Başına yağar da boranla gıcı


Gittin Kâbe'ye de oldun mu hacı


Ol Beyt-Şerif'e yüz sürdün mü meşe




Şu meşenin bin incecik yolu var


Sayamadım yüz bin türlü dalı var


Şu dünyanın yüz bin türlü hali var


Şu dünyanın halinden bilin mi meşe




Karac'oğlan der bu da böyle olsun


Başındaki kuru dalın göğersin


Senin bahşışını Bertiz'li versin


Ol Bertiz'in halini da bilin mi meşe






BAĞLANDI YOLLARIM KALDIM ÇARESİZ




Bağlandı yollarım kaldım çaresiz


Gayrı dünya bana aralandı gel


Derildi dertlerim artsız arasız


Üst üste dizildi sıralandı gel




Yârı görse idim haftada ayda


Sevip ayrılmaktan ne buldum fayda


Azrail göğsümde canım hay hayda


Ciğerimin başı yaralandı gel




Karac'oğlan der ki başa yazıldı


Gözüm yaşı Ceyhun oldu süzüldü


Kefenim biçildi kabrim kazıldı


Mezarım üstü kar'alandı gel








BANA KARA DİYEN DİLBER




Bana kara diyen dilber


Gözlerin kara değil mi


Yüzünü sevdiren gelin


Kaşların kara değil mi




Güzel ben seni isterim


Seni koynumda beslerim


Yüzünü güzel göreyim


Zülüfün kara değil mi




Boyun uzun belin ince


Yanakların olmuş gonca


Salıverirsin kolunca


Beliğin kara değil mi




Utanırım akar terim


Güzellikte yok benzerin


En sevgili makbul yerin


Saçların kara değil mi




Beni kara diye yerme


Mevlâ'm yaratmış hor görme


Ala göze siyah sürme


Çekilir kara değil mi




Hind'den Yemen'den çekilir


İner Bağdad'a dökülür


Türlü taama ekilir


Biber de kara değil mi




Göllerde kuğular olur


Göğüs ak kara benlidir


Mısır'da çok zengin vardır


Kölesi kara değil mi




Pınara konan kuğunun


Kanadı beyaz çoğunun


Çöldeki Arab beyinin


Çadırı kara değil mi




İller de konup göçerler


Lâle sünbülü biçerler


Ağalar beyler içerler


Kahve de kara değil mi




Evlerinde sular akar


Güzelleri göze bakar


Hublar yanağına sokar


Sünbül de kara değil mi




Karac'oğlan der inşallah


Görenler desin maşallah


Kara donlu Beytullah


Örtüsü kara değil mi






BİR AYRILIK BİR YOKSULLUK




Vara vara vardım ol kara taşa


Hasret ettin beni kavim kardaşa


Sebep ne gözden akan kanlı yaşa


Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm




Nice sultanları tahttan indirdi


Nicesinin gül benzini soldurdu


Nicelerin gelmez yola gönderdi


Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm




Karac'oğlan der ki kondum göçülmez


Acıdır ecel şerbeti içilmez


Üç derdim var birbirinden seçilmez


Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm






BİR YİĞİT GURBETE GİTSE




Bir yiğit gurbete gitse


Gör başına neler gelir


Merdin sılayı andıkça


Yaş gözüne dolar gelir




Bağrıma basarım taşlar


Akıttım gözümden yaşlar


Yavrusun aldıran kuşlar


Yuvasına döner gelir




Kocadım çekemem nazı


Bağrıma dökemem közü


Yârin bana kötü sözü


Kara bağrım deler gelir




Evlerinin önü söğüt


Atalardan kalmış öğüt


Yârinden ayrılan yiğit


Sılasına döner gelir




Yaşa Karac'oğlan yaşa


Ben söylerim coşa coşa


İş düşünce garip başa


Düşünerek gider gelir








BİTTİ M'OLA ŞAM İLİNİN HURMASI




Bitti m'ola Şam ilinin hurması


Gitti m'ola ala gözün sürmesi


Hama'nın Humus'un telli turnası


Turna yârin selâm saldı gel diye




Bitti m'ola Şam ilinin gülleri


Aştı m'ola siyecinden dalları


Şu sefil Yakub'un şirin dilleri


Turna yârin selâm saldı gel diye




Bir ağaçta biter kırk yanal alma


Birinden gayriye elini sunma


Irak yakın diye eğlenip kalma


Turna yârin selâm saldı gel diye




Aşına da Karac'oğlan aşına


Yeni girmiş on üç on dört yaşına


Irak değil ak pınarın başına


Turna yârin selâm saldı gel diye






ÇIKIP YÜCESİNE SEYRAN EDERKEN




Çıkıp yücesine seyran ederken


Gördüm ak kuğulu göller perişan


Bir fıkrat geldi de durdum ağladım


Öpüp kokladığım güller perişan




Hayal hayal oldu karşımda dağlar


Eşinden ayrılan ah çeker ağlar


Dökülmüş yapraklar bozulmuş bağlar


Bülbülün konduğu dallar perişan




Yıkılmış dilberin mamur illeri


Susmuş bülbül söyler her dem dilleri


Dağılmış sünbülü solmuş gülleri


Yüzüne dökülmüş teller perişan




Karac'oğlan der ben toy avlamadım


Arab ata binip boylatamadım


Küstürdüm dilberi hoylatamadım


Dilberi küstüren diller perişan


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://malikoy.yetkin-forum.com
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 1136 Başarı Sistemi : 2 Kayıt tarihi : 19/02/10 Yaş : 36 Nerden : Ankara

Karacaoğlan ŞiiRLeri Empty
MesajKonu: Geri: Karacaoğlan ŞiiRLeri   Karacaoğlan ŞiiRLeri EmptyC.tesi Şub. 20, 2010 11:58 am

ELÂ GÖZLÜM BEN BU İLDEN GİDERSEM

Elâ gözlüm ben bu ilden gidersem
Zülfü perişanım kal melûl melûl
Kerem et aklından çıkarma beni
Ağla göz yaşını sil melûl melûl

Yiğit ey sevdiğim sen seni gözet
Karayı bağla da beyazı çöz at
Doldur ver bâdeyi bir dahi uzat
Ayrılık şerbetin ver melûl melûl

Elvan çiçeklerden sokma başına
Kudret kalemini çekme kaşına
Beni unutursan doyma yaşına
Gez benim aşkımla yâr melûl melûl

Karac'oğlan der ki ölüp ölünce
Ben de güzel sevdim kendi halimce
Varıp gurbet ile vâsıl olunca
Dostlardan haberim al melûl melûl


ELİF

İncecikten bir kar yağar
Tozar Elif Elif deyi...
Deli gönül abdal olmuş
Gezer Elif Elif deyi...

Elif’in uğru nakışlı
Yavrı balaban bakışlı
Yayla çiçeği kokuşlu
Kokar Elif Elif deyi...

Elif kaşlarını çatar
Gamzesi sineme batar.
Ak elleri kalem tutar
Yazar Elif Elif deyi...

Evlerinin önü çardak
Elif'in elinde bardak
Sanki yeşil başlı ördek
Yüzer Elif Elif deyi...

Karac'oğlan eğmelerin
Gönül sevmez değmelerin
İliklemiş düğmelerin
Çözer Elif Elif deyi...


GENÇ OSMAN DESTANI

İbtida yürüyüş oldu Bağdad'a
Sıçradı hendeği geçti Genç Osman
Vuruldu bayraktar kaptı bayrağı
İrişti bedene dikti Genç Osman

Kurşunlarım yağmur gibi yağarken
Tütünlerim gök yüzünde dönerken
Yıkılası Bağdad seni döğerken
Şehitlere serdâr oldu Genç Osman

Eğerlensin kır atımın ikisin
Fethedeyim düşmanların hepisin
Sabah namazları Bağdad kapısın
Mevlâ izin verdi açtı Genç Osman

Getirdin de Genç Osman'ı görelim
Şahbazımız var idüğün bilelim
Taht isterse tahtımızı verelim
Vezirleri posttan indi Genç Osman

Sultan Murat Sultan Ahmed'in çırağı
Ah edince getirdi ırağı
Kudretten çatılı anın yüreği
Dal kılıç yazıldı gitti Genç Osman

Karac'oğlan bunu böyle söyledi
Askerleri dağı taşı boyladı
Bir Bağdad'ı da gayet mehdeyledi
Bin yiğide bir baş oldu Genç Osman



GÖNÜL KUŞU KALKTI UÇTU HAVAYA

Gönül kuşu kalktı uçtu havaya
İn gönül dedim de indiremedim
Aşıp aşıp gider karlı dağlara
Dön gönül dedim de döndüremedim

Hûma kuşu gibi yüksek uçarsın
Pervaz vurup Tercüman'ı geçersin
Bin bir türlü dala konup göçersin
Gönül sana mekân bulduramadım

Âleme sultansın vezirsin kendin
Aç dedim açmadın ak göğsün bendin
Yad ellere gönül verdin de döndün
Gönül sana akıl erdiremedim

Karacaoğlan der nedir çareye
Cerrah neyler yürekteki yareye
Gönül düştü şimdi kaşı kareye
Akar gözüm yaşın dindiremedim


GÖVEL ÖRDEK

Yeşil başlı gövel ördek
Uçar gider göle karşı
Eğricesin tel tel etmiş
Döker gider yare karşı

Telli turnam sökün gelir
İnci mercan yükün gelir
Elvan elvan kokun gelir
Yar oturmuş yele karşı

Şahinim var bazlarım var
Tel alışkın sazlarım var
Yare gizli sözlerim var
Diyemiyom ele karşı

Hani Karac'oğlan hani
Veren alır tatlı canı
Yakışmazsa öldür beni
Yeşil bağla ala karşı

GÜZEL NE GÜZEL OLMUŞSUN

Güzel ne güzel olmuşsun
Görülmeyi görülmeyi
Siyah zülfün halkalanmış
Örülmeyi örülmeyi

Bahçende gülün güllenmiş
Şeyda bülbülün dillenmiş
Koynunda memen kirlenmiş
Emilmeyi emilmeyi

Mendilin yudum arıttım
Gülün dalında kuruttum
İsmin ne idi unuttum
Sorulmayı sorulmayı

Seğirttim ardından yettim
Eğildim yüzünden öptüm
Adın bilirdim unuttum
Çağırmayı çağırmayı

Benim yârim bana küsmüş
Zülfünü gerdana dökmüş
Muhabbeti benden kesmiş
Sevilmeyi sevilmeyi

Çağır Karac'oğlan çağır
Taş düştüğü yerde ağır
Yiğit sevdiğinden soğur
Sarılmayı sarılmayı
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://malikoy.yetkin-forum.com
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 1136 Başarı Sistemi : 2 Kayıt tarihi : 19/02/10 Yaş : 36 Nerden : Ankara

Karacaoğlan ŞiiRLeri Empty
MesajKonu: Geri: Karacaoğlan ŞiiRLeri   Karacaoğlan ŞiiRLeri EmptyC.tesi Şub. 20, 2010 11:59 am

<tr valign="top"></tr>








Cevap : Karacaoğlan ŞiiRLeri













google_protectAndRun("ads_core.google_render_ad", google_handleError, google_render_ad);


HAKK'IN KANDİLİNDE GİZLİ SIR İDİM


Hakk'ın kandilinde gizli sır idim
Anamın beline indirdin beni
Ak mürekkep idim kızıl kan ettin
Türlü irenklere yandırdın beni

Anamın karnında ben neler gördüm
Yedi derya geçtim ummana daldım
Dokuz aylık yoldan sefere geldim
Bir kapısız hana indirdin beni

Ben de bildim şu dünyaya geldiğim
Tuzlandım da çapıtlara belendim
Bir zaman da beşiklerde eğlendim
Anamın sütüne kandırdın beni

Beş yaşında akıl geldi başıma
On yaşında gider oldum işime
Varıp ta değince on beş yaşıma
Bir kuru sevdaya yeldirdin beni

On beş yaşadım yirmiye yol oldu
Otuzunda çevre yanım göl oldu
Kırk yaşadım hayrım şerrim bell'oldu
Hayrımı şerrimi bildirdin bana

Ellisinde yaşım yarısın geçti
Altmışında yoluna yokuş düştü
Yetmişinde biraz tebdilim şaştı
Mertebe mertebe indirdin beni

Sekseninde beratçığım yazıldı
Doksanında kan damarım üzüldü
Yüz yaşında azalarım çözüldü
Bir sabi masuma döndürdün beni

Karac'oğlan der ki yaktın yandırdın
Ecel şarabın verdin kandırdın
Emreyledin Azrail'i gönderdin
Hiç de doğmamışa döndürdün beni


HASTA DÜŞTÜM HEY AĞALAR

Hasta düştüm hey ağalar
Halim bilmez dağlar şimdi
Düşman gibi dost karşımda
Zülüflerin bağlar şimdi

Etmedim ahd ü zamanı
Geçti mihnetin zamanı
Yitirdim kaşı kemanı
Gözüm yaşı çağlar şimdi

Del'oldum kanman sözüme
Dost hançer vurdu özüme
O yâr bakmıyor yüzüme
Yas çekecek çağlar şimdi

Balaban uçurdum gölden
Tor şahin kaçırdım koldan
Yazık fırsat gitti elden
Mecnun oldum beyler şimdi

Fırkat oldu yaktı canım
Feryatla geçer zamanım
Yaralandım akar kanım
Karac'oğlan ağlar şimdi



İLLERİ VAR BİZİM İLE BENZEMEZ

İndim seyran ettim Firengistan'ı
İlleri var bizim ile benzemez
Levin tutmuş goncaları açılmış
Gülleri var bizim güle benzemez

Göllerinde kuğuları yüzüşür
Meşesinde sığınları böğrüşür
Güzelleri türkü söyler çığrışır
Dilleri var bizim dile benzemez

Seyr edüben gelir Karadeniz'i
Kanları yok sarı sarı benizli
Öğün etmiş kara domuz etini
Dinleri var bizim dine benzemez

Akılları yoktur küfre uyarlar
İmanları yoktur cana kıyarlar
Başlarına siyah şapka geyerler
Beyleri var bizim beye benzemez

Karac'oğlan eydür dosta darılmaz
Hasta oldum hatırcığım sorulmaz
Vatan tutup bu yerlerde kalınmaz
İlleri var bizim ile benzemez



İNCECİKTEN BİR KAR YAĞAR

İncecikten bir kar yağar
Tozar Elif Elif diye
Deli gönül abdal olmuş
Gezer Elif Elif diye

Elif'in uğru nakışlı
Yavru balaban bakışlı
Yayla çiçeği kokuşlu
Kokar Elif Elif diye

Elif kaşlarını çatar
Gamzesi sineme batar
Ak elleri kalem tutar
Yazar Elif Elif diye

Evlerinin önü çardak
Elif'in elinde bardak
Sanki yeşil başlı ördek
Yüzer Elif Elif diye

Karac'oğlan eğmelerin
Gönül vermez değmelerin
İliklemiş düğmelerin
Çözer Elif Elif diye



İZİN VER HEY AĞAM BEN DE GİDEYİM

İzin ver hey ağam ben de gideyim
Ah çekip de arkam sıra ağlar var
Bakarım bakarım sılam görünmez
Aramızda yıkılası dağlar var

Coşkun sular gibi akıp durulma
Kuru gazel* gibi esip savrulma
Nerde güzel görsen ona çevrilme
Bizim ilde cana kıyar beyler var

Karşıdan karşıya yanar bir ışık
Bunu söyleyenin dilleri âşık
Bu buğday benizli zülfü dolaşık
Gitme diye beni yolda eğler var

Karacaoğlan der ki kendim öğeyim
Taşlar alıp kara bağrım döğeyim
Güzel sevme derler nasıl sevmeyim
Kaşlar arasında çifte benler var



SANA DEDİM ALLI GELİN HAS GELİN

Sana dedim allı gelin has gelin
Suya gider sağ elinde tas gelin
Yedi yıldır ben sevdana düşeli
Kerem eyle şu sevdamı kes gelin

Zalim aşk elinden içmişim ağı
Senin için dolanırım bu dağı
Alam beliğine altın saç bağı
Tak saçına ince bele as gelin

Ben seni severim sen de seversen
İnsan olman el sözüne uyarsan
Çizme olam ayağına geyersen
Ökçesin de çamurlara bas gelin

Bir gül oldum zemheride açıldım
Açıldım da kız koynunda geçindim
Kumaş oldum terzilerde biçildim
Geyin sarıl ak tahtaya bas gelin

Karac'oğlan der ki nic'olur halım
Yoluna dökülsün olanca malım
Geyin kutnu kumaş karşımda salın
Ko desinler şu yiğitin şu gelin


ŞOL DERGÂHTAN DÖNSÜN YÜZÜM

Şol dergâhtan dönsün yüzüm
Ölünce sevmezsem seni
Kan ağlasın iki gözüm
Ölünce sevmezsem seni

Muradıma ermeyeyim
Hak didârın görmeyeyim
Gonca gülün dermeyeyim
Ölünce sevmezsem seni

Olsun hey efendim olsun
Her kişi ettiğin bulsun
Gözlerim kanlı yaş döksün
Ölünce sevmezsem seni

Sırrım âleme faş olsun
Bağrında biten taş olsun
Gözlerim kanlı yaş olsun
Ölünce sevmezsem seni

Karac'olan olur mürde
Sen düşürdün beni derde
Muhtaç olayım nâmerde
Ölünce sevmezsem seni


ŞU GÖNLÜM EĞLENMEZ OLDU VARAYIM

Şu gönlüm eğlenmez oldu varayım
Yollar beni sevdiğime ulaştır
Merhaba eyleyip tavaf ettiğim
Beller beni sevdiğime ulaştır

Gelen gider imiş şu kara yere
Mansur cana kıydı çekildi dâra
Hakk'ın kelâmını söyleyip bile
Diller beni sevdiğime ulaştır

Oniki imam gülbengine erişem
Anda keramet var Hakk'a yetişem
Baharda açılıp bülbül ötüşem
Güller beni sevdiğime ulaştır

Karac'oğlan der ki doğru yürürler
Tamuya girmez uçmağa girerler
El kavşurup Hakk'a karşı dururlar
Kullar beni sevdiğime ulaştır



ÜRYAN GELDİM GENE ÜRYAN GİDERİM

Üryan geldim gene üryan giderim
Ölmemeğe elde fermanım mı var
Azrail gelmiş de can talep eder
Benim can vermeğe dermanım mı var

Dirilirler dirilirler gelirler
Huzur-ı mahşerde divan dururlar
Harami var diye korku verirler
Benim ipek yüklü kervanım mı var

Er isen erliğin meydana getir
Kadir Mevlâ'm noksanımı sen yetir
Bana derler gam yükünü sen götür
Benim yük götürür dermanım mı var

Karac'oğlan der ki ismim öğerler
Ağı oldu yediğimiz şekerler
Güzel sever diye isnad ederler
Benim Hak'tan özge sevdiğim mi var


VARA VARA VARDIM OL KARA TAŞA

Vara vara vardım ol kara taşa
Hasret ettin beni kavim kardaşa
Sebep ne gözden akan kanlı yaşa
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesin gül benzini soldurdu
Nicelerin gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

Karac'oğlan der kondum göçülmez
Acıdır ecel şerbeti içilmez
Üç derdim var birbirinden seçilmez
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm


YALANA DA DELİ GÖNÜL YALANA

Yalana da deli gönül yalana
Yedi iklim çar köşeyi dolana
Soğuk sulu yaylalarda sulana
Meğer bu dünyanın sonu yoğ imiş

Bayrak çekip padişahlık sürmedim
Gurbet ilde inim inim inledim
Kulak verdim dört köşeyi dinledim
Arkam sıra gıybet eden çoğ imiş

Başına bağlamış ibrişim puşu
Her daim böyledir feleğin işi
Tırnağın var ise başını kaşı
Kardaştan kardaşa fayda yoğ imiş

Karac'oğlan der ki yorup yormadan
Usandım ben el işine yelmeden
Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden
Az yaşayıp bir dem sürmek yeğ imiş


YEŞİL BAŞLI GÖVEL ÖRDEK

Yeşil başlı gövel ördek
Uçar gider göle karşı
Eğricesin tel tel etmiş
Döker gider yâre karşı

Telli turnam sökün gelir
İnci mercan yükün gelir
Elvan elvan kokun gelir
Yâr oturmuş yele karşı

Şahinim var bazlarım var
Tel alışkın sazlarım var
Yâre gizli sözlerim var
Diyemiyom ele karşı

Hanı Karac'oğlan hanı
Veren alır tatlı canı
Yakışmazsa öldür beni
Yeşil bağla ala karşı


YÜRÜ BRE YALAN DÜNYA

Yürü bre yalan dünya
Senden murad alınır mı
Pek dolukmuş humar gözler
Buna çare bulunur mu

Hem okudum hemi yazdım
Yalan dünya senden bezdim
Dağlar kovuğunda gezdim
Yiten yavru bulunur mu


Bahçelerde biter nergis
Ben ağlarım gece gündüz
Seher vaktı doğan yıldız
Yiten yavru bulunur mu

Karac'oğlan ağlar gülmez
Halin nedir diyen olmaz
Giden yavru geri gelmez
Yiten yavru bulunur mu






















Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://malikoy.yetkin-forum.com
 
Karacaoğlan ŞiiRLeri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ozan Arif - Şiirleri
» Aşık Veysel Bütün Şiirleri
» Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiirleri
» Necip Fazıl KISAKÜREK Şiirleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MaLıKöY :: Aşk & Sevgi Bölümü :: Şiirler-
Buraya geçin: