MaLıKöY
MaLıKöY
MaLıKöY
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


MaLıKöY Forum Hoş geldin, .
Son Ziyaretiniz:
Mesaj Sayınız: 0

 
AnasayfaKapıAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapYardım


Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» Gerber8.2+Türkçe Yama Tek Link...kurulum anlatımlı..
Atatürkün siyaset alanında yaptığı yenilikler nelerdir? EmptyPaz Eyl. 22, 2013 10:04 pm tarafından nilcem

» 3D Instructor 2.0: Home version (2010) Full Caps Torrent hızlı Zamunda İndir
Atatürkün siyaset alanında yaptığı yenilikler nelerdir? EmptyPtsi Tem. 29, 2013 6:46 pm tarafından xkral

» Volsoft MyCafe 2009 - Volsoft MyCafe 2009 İnternet Kafe PlayStation Yönetim Programı
Atatürkün siyaset alanında yaptığı yenilikler nelerdir? EmptySalı Şub. 05, 2013 7:54 pm tarafından tolgaduru69

» Avatar / Türkçe Dublaj DVDrip Torrent İndir
Atatürkün siyaset alanında yaptığı yenilikler nelerdir? EmptyC.tesi Mayıs 05, 2012 3:19 pm tarafından zeynolim

» yemek tarifleri sitesi
Atatürkün siyaset alanında yaptığı yenilikler nelerdir? EmptyPerş. Ekim 27, 2011 9:07 pm tarafından reddragon35

» sultan papağanları
Atatürkün siyaset alanında yaptığı yenilikler nelerdir? EmptyPaz Ekim 09, 2011 7:33 pm tarafından reddragon35

» forum türkiye
Atatürkün siyaset alanında yaptığı yenilikler nelerdir? EmptyCuma Eyl. 02, 2011 4:52 pm tarafından reddragon35

» Web Tasarım
Atatürkün siyaset alanında yaptığı yenilikler nelerdir? EmptyPtsi Ağus. 29, 2011 12:39 pm tarafından reddragon35

Haber Köşesi
Habertürk
MalıKöY Forum Haber
Reklam Alanı
Tavsiye Siteler
Traffic Rank

 

 ******ün siyaset alanında yaptığı yenilikler nelerdir?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 1136 Başarı Sistemi : 2 Kayıt tarihi : 19/02/10 Yaş : 36 Nerden : Ankara

Atatürkün siyaset alanında yaptığı yenilikler nelerdir? Empty
MesajKonu: ******ün siyaset alanında yaptığı yenilikler nelerdir?   Atatürkün siyaset alanında yaptığı yenilikler nelerdir? EmptyC.tesi Şub. 20, 2010 11:50 am

******ün siyasi alandaki yenilikleri
******'ün siyasi alanda yaptığı yenilikler

Saltanatın Kaldırılışı


Milli kurtuluş hareketinin bütün cephelerde başarıya ulaşması
sonrasında, düşman ülkeler barış görüşmeleri için teklifte
bulunmuşlardır. Barış görüşmelerine Ankara Hükümeti'nin yanı sıra
İstanbul Hükümeti de davet edilmiş, böylece Milli Meclis'e bir tezgah
kurulmaya, tuzak hazırlanmaya çalışılmıştır. Bu doğrultuda, İstanbul
Hükümeti'nin sadrazamı Tevfik Paşa, Ankara'ya, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı Mustafa Kemal'e bir telgraf çekerek ortak hareket
etmeyi teklif etmiştir.
Neticede TBMM, İstanbul'daki işgal kuvvetlerine bir yazı göndermiş,
barış konferansına katılabileceklerini, fakat İstanbul Hükümeti'yle
ortak hareket etmelerinin mümkün olmadığını bildirmiştir. Çünkü, Tevfik
Paşa'nın teklifini kabul etmek, Anadolu'da gerçekleştirilen Kuva-yi
Milliye hareketine, İstanbul Hükümetini de ortak etmek olacaktı.
Konunun hemen akabinde Mustafa Kemal, 30 Ekim 1922'de TBMM'yi
toplayarak saltanatın kaldırılması yönünde çalışmaları başlatmıştır.
Fakat meclis içindeki bazı üyeler "saltanatsız iktidar ve hilafet
olamayacağı" görüşünü savunarak bu girişimi engellemeye
kalkışmışlardır. Bu engellemelere karşın, Mustafa Kemal'in konunun
önemini ve hassasiyetini bildiren konuşmasından sonra "hakimiyetin
kayıtsız ve şartsız millete" ait olduğu kabul edilmiş, 3 Kasım 1922
günü, saltanat kaldırılmıştır.

Cumhuriyet'in Kuruluşu

İstanbul Hükümeti'nin, işgal kuvvetlerinin 'kukla yönetimi' durumunda
olması ve bu hükümet tarafından Mustafa Kemal ve arkadaşları tarafından
Anadolu'da kurulan milli hükümete karşı alınan cephe, bir süre sonra,
kimin yönetimde olacağı sorusunu gündeme getirmiştir. Aynı problem TBMM
içinde de kendini göstermiş, bazı üyelerin saltanat ve hilafeti yaşatma
düşüncesinde oldukları görülmüştür. Yeniden saltanat ve hilafete
dönülürse, verilen mücadele boşa gitmiş, milletin hakimiyeti tekrar
sorumsuz yönetime geçmiş ve geriye dönülmüş olacaktı. Oysa yenilikçi ve
inkılapçı düşünceyi kendine şiar edinen Mustafa Kemal'in bu
fikirlerinden taviz vermesi beklenemezdi:
"... 25 Nisan 1920 tarihinde TBMM, Mustafa Kemal, Celaleddin Arif, Cami
Bey, Fevzi Paşa, İsmet Buey, Hamdullah Suphi ve Hakkı Behiç tarafından
oluşan bir yürütme komitesi seçerek 1 Mayıs 1920'de kabul edilen 5
maddelik bir kanunla seçilecek olan hükümetin seçiliş ilkeleri
belirlenir. Kısa bir süre sonra da yapılan bir değişiklikle bakanların
Millet Meclisi Başkanı tarafından gösterilecek adaylar arasından seçimi
kabul edilir. Bu uygulama ile artık 'milletin hakimiyetine' dayanan bir
hükümet yapısı kabul edilmiş olacaktır."
Meclis'in yenilenmesi için yapılan seçimler sonucu I. dönem
milletvekillerinin çoğu değişmiş, hakimiyetin millette olduğuna inanan
milletvekilleri, II. dönem çoğunluk olmuşlardı. Dolayısıyla artık
Cumhuriyet'in kurulmasına müsait bir zemin vardı. Hem Meclis'teki
durum, ve hem de Fethi Bey kabinesinin 27 Ekim 1923'te istifa etmesi
sonucu ortaya çıkan hükümet boşluğu, Mustafa Kemal'i harekete geçirmiş
ve Türk Milletinin karakterine uygun olan Cumhuriyet, 29 Ekim 1923 günü
ilan edilmiştir.
Mustafa Kemal, bu gelişmenin ardından Türkiye Cumhuriyeti'nin
başkanlığına getirilmiş, İsmet (İnönü) Bey'i de başbakanlığa atayarak
kabineyi kurdurmuştur. ****** aşağıdaki sözleriyle de yönetim şeklini
açıklamıştır:

"...Bugünkü hükümetimiz doğrudan doğruya milletin kendi kendine,
kendiliğinden yaptığı bir devlet teşkilatı ve hükümetidir ki, onun adı
Cumhuriyet'tir. Artık hükümetle millet arasında geçmişteki ayrılık
kalmamıştır. Hükümet millet, millet hükümettir."
"...Türk Milletinin yaratılış ve şiarına en uygun olan idare Cumhuriyet
idaresidir. Türk Milleti hakimiyetini şümullü bir surette gösteren yeni
idareye kavuşuncaya kadar daima mevcut kurumların siyasetlerine yabancı
kalmıştır."

Hilafetin Kaldırılışı

Halifelik makamı, Mısır hükümdarı Kansu Gavri'de, işlerliğini kaybetmiş
bir şekilde, göstermelik olarak duruyordu. Yavuz Sultan Selim'in 1517
tarihindeki Ridaniye Seferinden sonra Türkler'e geçen halifelik bu
tarihten sonra yeniden güç kazanmıştır. Hilafet makamı, Osmanlı
İmparatorluğu'nun güçlü olduğu dönemlerde dünya Müslümanları üzerinde
etkili olmuştur. Fakat, zayıflama döneminde, devlet bu gücü kullanamaz
hale gelmiştir.
Milli Meclis tarafından saltanatın kaldırılmasıyla hilafet makamına
getirilen Abdülmecit Efendi'nin, kendine kanunla verilmiş olan
sıfatlarının dışında "han", "peygamber halifesi" gibi sıfatları da
kullanması, padişah gibi davranması ve cuma selamlıklarında gövde
gösterisi yapması, yurtdışından kışkırtıldığı açıkça belli olan bu
tartışmalara Mustafa Kemal'in yakın arkadaşlarının da katılması,
ortalığı karıştırmaya başlamıştı. Bu durum genç Cumhuriyet'i tehlikeye
sokmaya başladığından, 3 Mart 1924 tarihinde, TBMM'de verilen bir kanun
teklifi ile hilafet makamı ortadan kaldırılmış, Osmanoğulları soyu yurt
dışına gönderilmiştir. Bu ciddi durumu ****** şu sözleriyle açıklar:

"Efendiler; açık ve kesin söylemeliyim ki, İslamları, bir halife
heyulasıyla işgal ve iğfal gayretinde bulunanlar, yalnız ve ancak
İslamların ve özellikle de Türkiye'nin düşmanlarıdır. Böyle bir oyuna
hayal bağlamak yalnız ve ancak cehalet ve gaflet eseri olabilir."

Hukuk Alanındaki İnkılaplar

Hilafetin kaldırılmasıyla beraber, 3 Mart 1924 günü Şeriye ve Evkaf
Bakanlığı'nın ve Şeriye Mahkemeleri'nin kaldırılmasıyla, hukuk
konusunda yeni düzenlemeler yapılacağının işaretleri verilmiş oldu.
Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde, kurumlardaki yozlaşma
adalet sistemini de etkilemiş, kadılardaki başıbozukluk, adaleti
güçlünün lehine kullanır hale getirmiştir. Mahkemeler, "Mecelle" adı
verilen ve Hanefi fıkhına göre hazırlanmış kanunlara göre işlerdi.
Mecelle, yarı teokratik ve yarı laik bir özellik taşımasına rağmen,
günün gelişen şartlarına uyum gösteremiyor ve bazı hükümleri de
uygulanamıyordu.
Yeni Türkiye devletinin kurulmasıyla eski yönetimin işlerliğini
kaybetmiş bütün kurum ve kuruluşlarının da yeni bir yapıya oturtulması
gerekmişti. Çünkü Osmanlı devletindeki bazı uygulamalar, geçmiş
yıllarda sorunsuz işlemiş olsalar da, değişen ve gelişen koşullar
karşısında aksaklıklar meydana gelmiştir. Bu bozulan kurumlardan biri
de adalet kurumudur. ******, bu başıbozukluğu ve çözüm yolunu şöyle
açıklamıştır:
"Önemli olan nokta , adalet anlayışımızı, kanunlarımızı, adalet
teşkilatımızı, şimdiye kadar bizi şuurlu, şuursuz tesir altında
bulunduran, asrın gereklerine uygun olmayan bağlardan bir an evvel
kurtarmaktır. Millet, her medeni memlekette olan adalet işlerindeki
ilerlemenin, memleketin ihtiyaçlarına uyan esaslarını istiyor. Millet
hızlı ve kesin adaleti temin eden medeni usulleri istiyor. Milletin
arzu ve ihtiyacına tabi olarak adalet işlerimizde her türlü tesirlerden
cesaretle silkinmek ve hızlı ilerlemelere atılmakla asla tereddüt
olunmamak lazımdır. Medeni hukukta, aile hukukunda takip edeceğimiz yol
ancak medeniyet yolu olacaktır. Hukukta idare-i maslahat ve hurafelere
bağlılık, milletleri uyanmaktan men eden en ağır bir kabustur. Türk
Milleti, üzerinde böyle bir ağırlık bulunduramaz."
"...Milletin ateşli inkılap hamleleri esnasında sinmeye mecbur kalan
eski kanun hükümleri, eski hukukçular gayret ve çalışma gösterenlerin
etki ve ateşi yavaşlamaya başlar başlamaz derhal canlanarak inkılap
esaslarını ve onun samimi takipçilerini ve onların aziz ülkülerini
mahkum etmek için fırsat beklerler..."
"Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yabancı uyrukluların
yargılanmasının kendi konsolosluklarına bırakılması bağımsızlık
hakkıyla uyum göstermiyordu. Bu durum, Osmanlı adalet sisteminde
onarılması güç yaralar açmıştı. Her ne kadar Lozan hükümleri uyarınca
bu adli kapitülasyonlar kaldırılıyorsa da; yine de merkezden yönetilen
adalet düzeni oluşturulması mümkün olamıyordu."
Bu olumsuz şartları ortadan kaldırmak için, 1923'te kurulan medeni
kanun komisyonları, "Mecelle"nin ıslahı çalışmalarına başlamışsa da,
bir netice alamadan faaliyetlerine son verilmiştir. Bu tıkanıklığı
çözmek için harekete geçen Mustafa Kemal, hukuk sisteminde köklü,
değişikliklere girişmiştir. Benzerlerine göre daha sade ve yeni olan
İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak hazırlanan Türk Medeni Kanunu, 17
Şubat 1926 'da Prof. Dr. Mahmut Esat Bozkurt'un Adalet Bakanlığı
sırasında kabul edilmiştir. Bu kanunla, azınlık cemaatleri de Medeni
Kanun hükümlerini kabul etmiş oldular. Bu kanun çerçevesince ayrıca, 4
yıl içinde, Borçlar Kanunu, Ceza Kanunu, Kara Ticaret Kanunu, Deniz
Ticaret Kanunu, Hukuk ve Ceza Muhakemeleri Kanunu, İcra İflas Kanunu
gibi kanunlar yürürlüğe girmiştir. Bu girişimlerden önce de, 5 Kasım
1925'de, Ankara Hukuk Fakültesi açılmıştır.
Medeni Kanun'la, Türkiye'de laik hukuk sistemine geçilmiş, kadın erkek
eşitliği kabul edilmiş, medeni nikah ilkesiyle çok eşlilik kaldırılmış,
kadının her alanda faaliyette bulunmasına imkan sağlanmıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://malikoy.yetkin-forum.com
 
******ün siyaset alanında yaptığı yenilikler nelerdir?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Tüketici Hakları Nelerdir ? Nasıl Korunur ?
» Siyaset yapacaklar cübbelerini çıkarsın
» Siyaset yapacaklar cübbelerini çıkarsın
» Kemal Kılıçdaroğlu rüşvet iddiasını içeren el yazılı defteri Başbakan'a gönderdi. / siyaset haber chp akp
» İbrahim Tatlıses, kadınlara yaptığı konuşmada adeta günah çıkardı.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MaLıKöY :: ****** ve Türkiye-
Buraya geçin: