MaLıKöY
MaLıKöY
MaLıKöY
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


MaLıKöY Forum Hoş geldin, .
Son Ziyaretiniz: Perş. Ocak 01, 1970
Mesaj Sayınız: 0

 
AnasayfaKapıAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapYardım


Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» Gerber8.2+Türkçe Yama Tek Link...kurulum anlatımlı..
TÜrkİye'de Kadin Haklari Mevzuati EmptyPaz Eyl. 22, 2013 10:04 pm tarafından nilcem

» 3D Instructor 2.0: Home version (2010) Full Caps Torrent hızlı Zamunda İndir
TÜrkİye'de Kadin Haklari Mevzuati EmptyPtsi Tem. 29, 2013 6:46 pm tarafından xkral

» Volsoft MyCafe 2009 - Volsoft MyCafe 2009 İnternet Kafe PlayStation Yönetim Programı
TÜrkİye'de Kadin Haklari Mevzuati EmptySalı Şub. 05, 2013 7:54 pm tarafından tolgaduru69

» Avatar / Türkçe Dublaj DVDrip Torrent İndir
TÜrkİye'de Kadin Haklari Mevzuati EmptyC.tesi Mayıs 05, 2012 3:19 pm tarafından zeynolim

» yemek tarifleri sitesi
TÜrkİye'de Kadin Haklari Mevzuati EmptyPerş. Ekim 27, 2011 9:07 pm tarafından reddragon35

» sultan papağanları
TÜrkİye'de Kadin Haklari Mevzuati EmptyPaz Ekim 09, 2011 7:33 pm tarafından reddragon35

» forum türkiye
TÜrkİye'de Kadin Haklari Mevzuati EmptyCuma Eyl. 02, 2011 4:52 pm tarafından reddragon35

» Web Tasarım
TÜrkİye'de Kadin Haklari Mevzuati EmptyPtsi Ağus. 29, 2011 12:39 pm tarafından reddragon35

Haber Köşesi
Habertürk
MalıKöY Forum Haber
Reklam Alanı
Tavsiye Siteler
Traffic Rank

 

 TÜrkİye'de Kadin Haklari Mevzuati

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 1136 Başarı Sistemi : 2 Kayıt tarihi : 19/02/10 Yaş : 36 Nerden : Ankara

TÜrkİye'de Kadin Haklari Mevzuati Empty
MesajKonu: TÜrkİye'de Kadin Haklari Mevzuati   TÜrkİye'de Kadin Haklari Mevzuati EmptyPaz Şub. 21, 2010 1:21 am

ANAYASA, YENİ TÜRK MEDENİ KANUNU HÜKÜMLERİ, NÜFUS HİZMETLERİ KANUNU,
CEZA MUHAKEMESİ KANUNU, TÜRK CEZA KANUNU, İCRA VE İFLAS KANUNU, İŞ VE
SOSYAL GÜVENLİK KANUNU, KADIN HAKLARI KONUSUNDA ULUSLARARASI
SÖZLEŞMELER, AİLE İÇİ ŞİDDETİN ÖNLENMESİ / AİLENİN KORUNMASI HAKKINDA
KANUN, ADLİ YARDIM HAKKINDA HUKUKİ DÜZENLEMELER)



Türkiye’de Kadın Hakları konusundaki hukuki düzenlemelerin bazıları aşağıda belirtilmiştir.

Ancak, kanunlarla kadınlar lehine yapılan düzenlemeler, bu
düzenlemelerden bilgi sahibi olan, haklarını bilen ve kullanan kadınlar
olduğunda işlev kazanacak ve amacına ulaşacaktır.

İş bu amaçla kadınları, bilgilendirmek ve bilinçlendirmek, genel
nitelikteki haklarını, her türlü şiddete karşı hangi yasal hakları
olduğunu, neler yapılabileceğini, evlilik içinde eş ve anne olarak
konumunu, haklarını, boşanma ve sonrasında hangi yasal hakları olduğunu
öğrenmelerini sağlamak amacıyla bu bilgiler hazırlanmıştır.



ANAYASA

Halen yürürlükte bulunan 1982 Anayasası kadın ve erkek arasında tam bir
eşitlik içermektedir. Özel bir kaç madde dışında "herkes, herkim, hiç
kimse" gibi ayrımcılık içermeyen kavramlar kullanılmıştır. Anayasanın
genelindeki bu eşitlikçi yaklaşıma ek olarak eşitlik ilkesi 10.
maddeyle ayrıca güvence altına alınmıştır. Bu madde; "Herkes, dil, ırk,
renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri
sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir" şeklindedir.

Madde 10 - Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi
inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun
önünde eşittir.

(Ek fıkra: 07/05/2004 - 5170 S.K./1. md.) Kadınlar ve erkekler eşit
haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla
yükümlüdür.

Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

Madde 50 - Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.

Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.

Dinlenmek çalışanların hakkıdır.

Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir.



YENİ TÜRK MEDENİ KANUNU HÜKÜMLERİ



• Yeni Medeni Yasada aile reisliği kaldırılmış ve eşlerin evlilik
birliğini beraberce yönetecekleri düzenlenmiştir. (EVLİLİK İÇERİSİNDE
KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ)



• Eski kanunda evlilik birliğini temsil yetkisi (bazı hususlarda
karının da temsil yetkisi vardır) kocaya aittir. Yeni Yasada temsil
yetkisi eşlerin her ikisine birlikte verilmiştir.



• Eski Medeni Kanuna göre evin ve çocukların geçimi kocaya ait iken
Yeni Medeni Yasada, eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve
malvarlıklarıyla katılırlar şeklinde düzenleme yapılmıştır.



• Yine kanunla, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her birinin
diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlemi yapabileceği kabul
edilmiştir.



• Evin seçimini kocanın yapacağı hükmü değiştirilerek, eşlerin
oturacakları evi birlikte seçecekleri hükmü
getirilmiştir.(YAŞAYACAĞINIZ EVİ BİRLİKTE SEÇEBİLİRSİNİZ)



• Kadına, "önceki" soyadını kocasının soyadından önce gelmek üzere
kullanabilme hakkı veren ve daha önceden yapılmış olan (1997 yılında)
değişiklik yeni yasada aynen benimsenmiştir. (EVLİLİKTEN SONRA DA
ÖNCEKİ SOYADINIZI KULLANABİLİRSİNİZ)



• Yeni Yasa ile evlenme yaşı kadın ve erkek için eşitlenerek
yükseltilmiştir. Aile izni ile evlenme halinde 17 yaşını doldurmak,
mahkeme kararıyla evlenme durumunda 16 yaşını doldurmak şartı
getirilmiştir. (KADIN-ERKEK 17 YAŞINI DOLDURMADAN EVLENEMEZ)



• Daha önce evlenmek için müracat yeri, erkeğin oturduğu yer evlendirme
memurluğu iken Yeni Yasada kadın veya erkeğin oturduğu yer evlendirme
memurluğu olarak düzenlenmiştir.



• Eski Medeni Kanuna göre eşlerin velayeti birlikte kullanacağı,
anlaşmazlık halinde ise babanın reyinin üstün olacağı hükmü
değiştirilerek eşlerin velayeti birlikte kullanacakları düzenlenmiştir.
Anlaşmazlık halinde ise hakim karar verecektir. (ÇOCUKLARIN VELAYETİNİ
KULLANIRKEN ORTAK VE EŞİT HAKLARA SAHİPSİNİZ)



• Yeni Medeni Yasada eşlerden birinin meslek ve iş seçiminde diğerinin
iznini almak zorunda olmadığı hükmü getirilmiştir. Bu düzenlemeyle
eşler mesleklerini diğer eşten izin almadan sürdürebilecektir. (MESLEK
VE İŞ SEÇİMİNDE KOCANIZIN İZNİNİ ALMAK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ)



• Yeni kanunla eşler arasındaki cebri icra yasağı kaldırılmış olup, mal
rejimi, eşler arasındaki borçların muaccel olmasını önlemez.



• Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya
evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi
halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini
isteyebilirler. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi
üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. (KOCANIZIN MALLARI ÜZERİNDEKİ
TASARRUF YETKİSİNİN SINIRLANDIRILMASINI HAKİMDEN İSTEYEBİLİRSİNİZ)



• Birliğin korunması için; Eşler birlikte yaşarken; Eşlerden birinin
istemi üzerine hakim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal
katkıyı belirler. Birlikte yaşamaya ara verilmesi halinde; Eşlerden
biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin
huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına
sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa
hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı
parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin
mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. (EŞLER BİRLİKTE YAŞARKEN
VEYA HAKLI SEBEPLE AYRI YAŞARKEN DURUM GEREKTİRDİĞİNDE TEDBİR NAFAKASI
BAĞLANMASINI, KONUT VE EV EŞYASINDAN YARARLANMA KONUSUNDA KARAR
VERİLMESİNİ TALEP EDEBİLİRLER)



• Yeni Medeni yasa ile Aile Konutu kavramı gelmiş ve Eşlerden birinin,
diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira
sözleşmesini feshedemeyeceği, aile konutunu devredemeyeceği veya aile
konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacağı kabul edilmiştir. Rızayı
sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş,
hakimin müdahalesini isteyebilecektir. Aile konutu olarak özgülenen
taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli
şerhin (aile konutu şerhi) verilmesini isteyebilir. ( İKAMETGAH BELGESİ
VE NÜFUS KİMLİK BELGESİ İLE TAPU KÜTÜĞÜNE KOYDURACAĞINIZ AİLE KONUTU
ŞERHİ İLE, YAŞADIĞINIZ KONUTU EŞİNİZİN SİZİN RIZANIZ OLMADAN SATMASINI
VEYA EV SAHİBİNE BİLDİRİMDE BULUNARAK KİRA SÖZLEŞMESİNİ SONA
ERDİRMESİNİ ENGELLEYEBİLİRSİNİZ)



• Yeni Medeni kanuna göre boşanma sebepleri; Zina, Hayata kast, pek
kötü veya onur kırıcı davranış, Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme,
Terk, Akıl hastalığı, Evlilik birliğinin sarsılması olarak
belirtilmiştir. Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte
başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde,
evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı
verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin
serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları
ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi
uygun bulması şarttır. Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış
bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği
tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun
ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış
sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.



• Daha önce boşanma davalarında yetkili mahkeme, davacının ikametgahı
ya da davadan önce eşlerin birlikte altı ay oturdukları yer mahkemesi
iken, yeni yasa ile boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme,
eşlerden birinin yerleşim yeri (Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli
kalma niyetiyle oturduğu yerdir) veya davadan önce son defa altı aydan
beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. (YERLEŞMEK AMACIYLA /
SÜREKLİ KALMAK NİYETİYLE OTURDUĞUNUZ YERDE DE BOŞANMA DAVASI
AÇABİLİRSİNİZ)



• Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince
gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin
mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici
önlemleri resen alır. (Tedbir nafakası ve diğer tedbirler) (BOŞANMA
DAVASI AÇILINCA DAVA TARİHİNDEN GEÇERLİ OLMAK ÜZERE KENDİNİZ VE
ÇOCUKLARINIZ İÇİN TEDBİR NAFAKASI İSTEYEBİLİRSİNİZ)



• Genel hükümlere göre boşanmadan sonra nafaka davalarının açılma yeri
davalının ikametgahı yer mahkemesidir. Yeni Yasada ise davacının
ikametgahı yer mahkemesi yetkili kılınmıştır. (BOŞANMADAN SONRA
AÇILACAK NAFAKANIN ARTIRILMASI DAVASINI KENDİ YERLEŞİM YERİ
MAHKEMENİZDE AÇABİLİRSİNİZ)



• Yeni Yasada "edinilmiş mallara katılma" rejimi getirilmiştir. Yeni
rejime göre yine eşler evlenirken başka bir rejim seçmemişlerse evlilik
birliğinin kurulmasından sonra her eşin karşılığını vererek elde ettiği
malvarlığı değerleri evliliğin sona ermesiyle eşit olarak paylaşılır
(Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını
vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir. Bir eşin edinilmiş malları
özellikle şunlardır:
1. Çalışmasının karşılığı olan edinimler,
2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya
personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı
ödemeler,
3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
4. Kişisel mallarının gelirleri,
5. Edinilmiş malların yerine geçen değerler.)

Kişisel mallar ise sahiplerinde kalır. (Kişisel mallar; Eşlerden
birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, mal rejiminin
başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras
yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde
ettiği malvarlığı değerleri, manevi tazminat alacakları, kişisel mallar
yerine geçen değerler.) (01.01.2002 TARİHİNDEN SONRA EDİNİLEN MALLARDA
KOCANIZ ADINA KAYITLI OLSA DAHİ SİZİN DE MAL REJİMİNİN TASFİYESİ İLE VE
AYRICA VARSA KATKI ALACAĞI TALEP HAKKINIZ VAR. EV İÇİNDEKİ EMEĞİNİZ
AİLENİN GEÇİMİNE KATKI OLARAK DEĞERLENDİRİLECEKTİR.)



• Her eş, yasal sınırlar içerisinde kişisel malları ile edinilmiş
mallarını yönetme, bunlardan yararlanma ve bunlar üzerinde tasarrufta
bulunma hakkına sahiptir.Aksine anlaşma olmadıkça, eşlerden biri
diğerinin rızası olmadan paylı mülkiyet konusu maldaki payı üzerinde
tasarrufta bulunamaz.



• Yeni yasa ile; mal rejiminin sona ermesi ve tasfiye durumunda,
eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine
veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda
bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için
katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiye
sırasındaki değerine göre hesaplanır; bir değer kaybı söz konusu
olduğunda katkının başlangıçtaki değeri esas alınır. Kanun gereği Mal
rejimi boşanma davası açılması tarihinde sona ermiş olmaktadır. Bu
sebeple mal rejimini tasfiyesi ve katkı payı alacağı için mal rejiminin
sora ermesinden (yani boşanma davasını açıldığı tarihten), malın
öğrenilmesinden itibaren 1 yıl içerisinde ve her halükarda 5 yıl
içerisinde ayrıca harcı verilerek dava açılması gerekmektedir.(BOŞANMA
DAVASI AÇILMAKLA MALLAR VE ALACAKLAR MAHKEMECE KENDİLİĞİNDEN AYRILIP
PAYLAŞTIRILMAZ, MAL REJİMİNİN TASFİYESİ VE KATKI ALACAĞI BOŞANMANIN EKİ
NİTELİĞİNDE DEĞİLDİR, AYRICA HARCI VERİLEREK DAVA AÇILMASI VE TALEPTE
BULUNULMASI GEREKMEKTEDİR) (AYRICA ÇEYİZ VE EV EŞYANIZ İLE ZİYNET
EŞYANIZIN İADESİ VEYA BEDELİNİN ÖDENMESİNİ DE BOŞANMA DAVASI İLE YADA
AYRI BİR DAVA İLE HARCINI VEREREK İSTEYEBİLİRSİNİZ)



• Mal rejimini sona ermesi ve tasfiyede; her eş, diğer eşte bulunan
mallarını geri alır.Tasfiye sırasında, paylı mülkiyete konu bir mal
varsa, eşlerden biri kanunda öngörülen diğer olanaklardan
yararlanabileceği gibi, daha üstün bir yararı olduğunu ispat etmek ve
diğerinin payını ödemek suretiyle o malın bölünmeden kendisine
verilmesini isteyebilir.



• Boşanmada maddi ve manevi tazminat; mevcut veya beklenen menfaatleri
boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu
taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan
olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan
diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para
ödenmesini isteyebilir. (BOŞANMA DAVASI DEVAM ETTİĞİ SÜRECE HÜKÜM
VERİLİNCEYE KADAR, MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT İSTEME HAKKINIZ VARDIR)



• Boşanmada yoksulluk nafakası; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek
taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan
mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka
yükümlüsünün kusuru aranmaz. (YOKSULLUK NAFAKASI BAĞLANMASI MUTLAKA
TALEBE BAĞLIDIR, TALEBİNİZ OLMADAN MAHKEMECE RE’SEN BOŞANMA SONUCUNDA
YOKSULLUK NAFAKASI BAĞLANMAZ)



• Boşanmada velayet; mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken,
olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında
ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve
babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler.
(Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Söz.uyarınca çocukların
dinlenmesi, onların ifade edeceği görüşe de önem verilip karar
verilmesi gerekir) ÖNCELİKLE KÜÇÜK ÇOCUKLARIN ANNE BAKIM VE ŞEFKATİNE
MUHTAÇ OLUP OLMADIKLARI GÖZÖNÜNDE TUTULARAK VELAYET DÜZENLENECEKTİR.
Velayet kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin
düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından
yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü
oranında katılmak zorundadır. Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi,
başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması
halinde hakim, resen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli
önlemleri alır. (ÇOCUKLAR İÇİN İŞTİRAK NAFAKASINI HER ZAMAN
İSTEYEBİLİRSİNİZ, BOŞANMA DURUMUNDA ÇOCUKLARIN VELAYETİNİ VE ONLAR İÇİN
NAFAKA İSTEYEBİLİRSİNİZ)



• BOŞANMA DAVASI AÇILMADAN ÖNCE VEYA DAVA GÖRÜLÜRKEN EŞİN ÇOCUĞU
KAÇIRMASI GÖTÜRMESİ, GÖRÜŞTÜRMEMESİ HALİNDE MAHKEMEDEN TEDBİREN
VELAYETİN VERİLMESİNİ VEYA KİŞİSEL İLİŞKİNİN / GÖRÜŞMENİN
DÜZENLENMESİNİ İSTEYEBİLİRSİNİZ



• Boşanmada iştirak nafakası, nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile
ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak
belirlenir.



• Boşanma ile birlikte talep edilen nafaka ve tazminat talepleri,
boşanmanın eki niteliğinde olup ayrıca harca tabi değildir. Ancak
kişisel alacak, eşya ve ziynet alacakları v.s talepleri ayrıca harca
tabidir. (BOŞANMA İLE BİRLİKTE NAFAKA VE TAZMİNAT İSTENDİĞİNDE HARCA
TABİ DEĞİLDİR)



• Boşanma sonucu bağlanan yoksulluk nafakası, alacaklı tarafın yeniden
evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar;
alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması,
yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde
mahkeme kararıyla kaldırılır. Tarafların mali durumlarının değişmesi
veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya
azaltılmasına karar verilebilir. (NAFAKANIN ARTIRILMASINI İSTEMEK
HERHANGİ BİR SÜREYE TABİ DEĞİLDİR, DURUMUN DEĞİŞMİŞ OLUP OLMAMASI
ÖNEMLİDİR)



• Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları,
boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle
zamanaşımına uğrar. (Boşanma davasında feragat edilmediği sürece maddi
ve manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri için boşanma
hükmünün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içerisinde harcı verilerek
ayrıca dava açılabilir)



• Boşanma halinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur;
ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden
önce dul idiyse hakimden bekarlık soyadını taşımasına izin verilmesini
isteyebilir. Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati
bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi
üzerine hakim, kocasının soyadını taşımasına izin verir.



• Boşanma durumunda miras hakları; boşanan eşler, bu sıfatla
birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış
olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi
tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler. Boşanma davası devam ederken,
ölen davacının mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve
davalının kusurunun ispatlanması halinde de yukarıdaki fıkra hükmü
uygulanır.



• Yeni Medeni Kanunda evlat edinme konularında da önemli yenilikler
getirilmiştir. Evlat edineceklerin çocuğunun olmaması şartı
kaldırılmıştır. Eşler, ancak birlikte evlat edinebilirler; evli
olmayanlar birlikte evlat edinemezler. Eşlerin en az beş yıldan beri
evli olmaları veya otuz yaşını doldurmuş bulunmaları gerekir. Eşlerden
biri, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını
doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlat edinebilir. Evli
olmayan kişi otuz yaşını doldurmuş ise tek başına evlat edinebilir.



• Miras durumunda; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları
arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ
kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet
hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ
kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin
istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da
karar verilebilir.



“Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik”

Kimlik belgelerinde yer alan "boşanmış, dul, evliliği fesh edildi" gibi
ifadelerin toplumsal önyargılar sebebiyle kadınlar açısından
rahatsızlıklar sebebiyle, kimlik belgelerindeki "medeni hal" bölümüne
sadece "evli" veya "bekâr" ifadesinin yazılması usulune geçilmiştir.



Madde 138 - (1) Nüfus cüzdanı düzenlenirken;

b) Yurt dışında doğanların doğum yeri yazılırken aile kütüklerinde
olduğu gibi önce şehir sonra ülke adı yazılır. Doğum yeri ve ülke
adının ilgili alana sığmaması halinde ülke adı yerine ülkenin
uluslararası trafik kodu parantez içinde yazılır. Kadının önceki soyadı
koca soyadından önce yazılır.

c) İlgililerin talebi halinde aile kütüklerinde kişinin medeni halini
belirten "dul, boşanmış, evliliği fesh edildi ya da evliliği iptal
edildi" ibareleri yerine ‘Bekar’ kelimesi yazılır.

ç) Kadın nüfus cüzdanındaki bekarlık soyadı alanına; talep edildiği
takdirde bekarlık soyadı yazılır. Bekarlık soyadı alanı boş kaldığı
takdirde bu alan küçük bir çizgi ile iptal edilir.



Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri

Bir suça ilişkin delil elde etmek için şüpheli veya sanık üzerinde iç
beden muayenesi yapılabilmesine ya da vücuttan kan veya benzeri
biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilmesine;
Cumhuriyet savcısı veya mağdurun istemiyle ya da re'sen hakim veya
mahkeme, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı
tarafından karar verilebilir. İç beden muayenesi veya vücuttan kan veya
benzeri biyolojik örnekler alınması, ancak tabip veya sağlık mesleği
mensubu diğer bir kişi tarafından yapılabilir. Cinsel organlar veya
anüs bölgesinde yapılan muayene de iç beden muayenesi sayılır. Üst
sınırı iki yıldan daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda, kişi
üzerinde iç beden muayenesi yapılamaz; kişiden kan veya benzeri
biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınamaz.
Kadının muayenesi, istemi halinde ve olanaklar elverdiğinde bir kadın
hekim tarafından yapılır; hükümleri mevcuttur.



Türk Ceza kanunu Hükümleri

Yeni TCK da bir çok suçta, suçun kadına (ve özellikle gebe kadına), eşe
karşı işlenmiş olması, töre saiki ile işlenmesi, çocuğun erken
doğmasına veya düşmesine sebep olma, çocuk yapma yeteneğinin kaybına
sebep olma hallerinde ağırlaştırılmış ceza belirlenmiştir.



İcra ve İflas Kanunu Hükümleri

Borçluya ait malın satışı sonucunda oluşturulan sıra cetvelinde, nafaka alacakları birinci sıradadır.

Nafaka ilamına istinat eden alacaklı önce takip merasiminin icrasına
lüzum olmaksızın her zaman aynı derecede hacze iştirak edebilir.

Nafaka borcunun yerine getirilmemesi veya çocuk teslimine dair
ilamların ve arar kararlarının yerine getirilmemesi halinde cezai
hükümler düzenlenmiştir.









İş sosyal güvenlik hukuku hükümleri

İş Kanunu Hükümleri ile;

74 üncü maddede öngörülen (doğumdan önce ve sonra çalıştırılmadıkları
günler) ve kadın işçilerin çalıştırılmasının yasak olduğu sürelerde işe
gelmemek, fesih için geçerli bir sebep oluşturmaz.

Kadın işçilerin 74 üncü madde gereğince doğumdan önce ve sonra
çalıştırılmadıkları günler yıllık ücretli izin hakkının hesabında
çalışılmış gibi sayılır.

Çocuk emziren kadın işçilerin çocuklarına süt vermeleri için belirtilecek süreler günlük çalışma sürelerinden sayılır.

Maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi
yer altında veya su altında çalışılacak işlerde onsekiz yaşını
doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınların çalıştırılması yasaktır.

Kadın işçilerin doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak
üzere toplam onaltı haftalık süre için çalıştırılmamaları esastır.
Yukarıda öngörülen süreler işçinin sağlık durumuna ve işin özelliğine
göre doğumdan önce ve sonra gerekirse artırılabilir. Bu süreler hekim
raporu ile belirtilir.

Hamilelik süresince kadın işçiye periyodik kontroller için ücretli izin verilir.

Hekim raporu ile gerekli görüldüğü takdirde, hamile kadın işçi
sağlığına uygun daha hafif işlerde çalıştırılır. Bu halde işçinin
ücretinde bir indirim yapılmaz.

İsteği halinde kadın işçiye, onaltı haftalık sürenin tamamlanmasından
veya çoğul gebelik halinde onsekiz haftalık süreden sonra altı aya
kadar ücretsiz izin verilir. Bu süre, yıllık ücretli izin hakkının
hesabında dikkate alınmaz.

Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde
toplam birbuçuk saat süt izni verilir. Bu sürenin hangi saatler
arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçi kendisi belirler. Bu
süre günlük çalışma süresinden sayılır.(*)

Eşit işe eşit ücret Kadın-Erkek eşitliği vardır.



Sigorta Hukuku Hükümleri ile ;

Sosyal Güvenlik Kanunlarında, kadınlar ve sigortalı erkeğin eşi
hakkında, hastalık, analık sağlık yardımları, yaşlılık emeklilik, dul
maaşı v.s. sigortalılık hakları konularında düzenlemeler yapılmıştır.

“Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması
dolayısiyle sigortalı erkeğe, çocuğun ölü doğmaması şartiyle, Çalışma
Bakanlığınca onanacak tarifeye göre

Analık sağlık yardımları ile emzirme yardımlarından veyahut maktu gebelik ve doğum para yardımlarından yararlanabilmek için:

A) Sigortalı kadın için, doğumdan önceki bir yıl içinde en az 90 gün analık sigortası primi ödenmiş olması,

B) Sigortalı erkek için, doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün
analık sigortası primi ödenmiş olması ve sigortalının doğum yapan
kadınla doğumdan önce evlenmiş bulunması,

Şarttır.”

Sigortalı kadının doğumdan önce ve sonra işinden kaldığı günler için ödenek verilmesi,

Sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan karısının
doğurması halinde, doğum sırasında ve doğumdan sonra gerekli sağlık
yardımlariyle ilaçların ve sağlık malzemesinin sağlanması (Doğum
yardımı), her çocuk için bir emzirme yardımı yapılması,

Doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul gebelik
halinde ise, doğumdan önceki sekiz haftaya iki haftalık süre ilave
edilerek çalışmadığı her gün için geçici iş göremezlik ödeneği
verilmesi, yaşlılık aylığından yararlanma esas ve şartları
düzenlenmiştir.

Evlenme dolayısiyle işlerinden ayrılan kadın sigortalılara kendileri ve
işverenleri tarafından 5417, 6900 ve 506 sayılı kanunlara göre ödenen
malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin yarısı, yazılı
talepleri üzerine, toptan ödeme şeklinde verilir.

İşten ayrıldıkları tarihten itibaren bir sene içinde evlenmiş veya
evlendikleri tarihten itibaren bir sene içinde işinden ayrılmış olan
kadın sigortalılar, evlenme dolayısiyle işten ayrılmış sayılırlar. (
Kıdem tazminatı ödenir)

Bu kanun gereğince bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak
yardımlar, nafaka borçları ve bu Kanunun 80 inci maddesine göre takip
ve tahsili gereken alacaklar dışında, haciz veya başkasına devir ve
temlik edilemez



Kadın Hakları Hakkında Uluslar arası Sözleşmeler



uLUSLARARSI SÖZLEŞMELER İLE; kadının sağlığını koruma, çalışma gücünü
iade ve kişisel ihtiyaçlarını karşılayabilme yeteneğini artırma
amacıYLA SAĞLIK YARDIMI YAPILMASI, Çalışan kadınlar analık durumunda ve
öteki çalışan kadınlar gerektiğinde, çalışırken özel korunma hakkı
SAĞLAMA, Çalışan erkeklerle kadınlara eşit işe eşit ücret hakkını
tanıma, Çalışan Kadınların Korunma Hakkı, Emzirme döneminde analara, bu
amaçla yeterli bir süre işe ara verme hakkı sağlama, Endüstride çalışan
kadınların gece işlerinde çalışmalarını düzenleme, Çalışan kadınların
yeraltı madenlerinde ve gereğinde tehlikeli, sağlığa aykırı veya ağır
niteliği nedeniyle uygun düşmeyen tüm öteki işlerde çalışmalarını
yasaklama, ekonomik, sosyal ve kültürel hakları kullanmada kadınlarla
erkeklere eşit hak sağlama yükümlüLÜĞÜ KABUL EDİLMİŞTİR.

CEDAW - Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi -
CEDAW, 1981’de yürürlüğe girmiş ve 163 ülke tarafından onaylanmış olan
kadınlara ilişkin uluslararası bir insan hakları beyannamesidir

Pekin Deklerasyonu
Pekin +5

Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi Ek İhtiyari Protokol -

CEDAW - Ülke Raporu





AİLE İÇİ ŞİDDETİN ÖNLENMESİ/SONA ERDİRİLMESİ,

KADIN VE ÇOCUKLARIN KORUNMASI

ŞİDDET NEDİR?



Aynı evde yaşadığınız kişiler tarafından size ya da evde yaşayan diğer bireylere;



ü Fiziksel şiddet uygulanıyorsa (dayak, herhangi bir cisimle vurma, yaralama, tartaklanma, evden kovma),

ü Hakaret ya da küfür ediliyor, küçümseyici söz ve davranışlar varsa,

ü Evden çıkmanız, arkadaş veya yakınlarınızla görüşmeniz engelleniyorsa,

ü Öldürürüm, keserim, döverim sözleriyle korkutuluyorsanız, çocuklarınızı size göstermeme ya da kaçırmayla korkutuluyorsanız,

ü Paranıza el konuyor ya da ihtiyaçlarınız için para verilmiyorsa,

ü İsteğiniz dışında cinsel ilişkiye zorlanıyorsanız,



AİLE İÇİ ŞİDDET YAŞIYORSUNUZ, bu konuda mahkemeden bu hareketlere son vermesi için önlem/tedbir alınmasını isteyebilirsiniz



Ayrıca eşinizin, size, çocuklarınıza veya aynı çatı altında yaşayan aile bireylerine,



ü Eşyalarına zarar verme durumu varsa,

ü İletişim vasıtaları ile sürekli olarak rahatsız ediliyorsanız,

ü Silah ve benzeri araçları olduğu için korkuyor ve endişeleniyorsanız,

ü Alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanmış olarak ortak konuta geliyor veya konutta bu maddeleri kullanıyor ise



Mahkemeden, bu hareketlere son vermesi için bu konuda önlem/tedbir alınmasını isteyebilirsiniz



ŞİDDETE UĞRUYORSANIZ NE YAPMALISINIZ?



ü Hemen en yakın karakola başvurun ve tutanak düzenlenmesini sağlayın.

ü Fiziksel şiddete maruz kaldıysanız en yakın sağlık ocağı veya hastaneye başvurun ve mutlaka rapor alın.

ü Savcılığa başvurarak şikâyette bulunun ve Ailenin Korunması
hakkındaki Kanun gereği, evrakların Aile Mahkemesine gönderilerek
gerekli tedbirlerin alınmasını isteyin

ü Savcılığa başvurmadıysanız doğrudan Aile Mahkemesine başvurarak
Ailenin Korunması Hakkındaki Kanunda (yukarıda ) belirtilen önlemlerin
Hâkim tarafından alınmasını isteyebilirsiniz. Bu başvuru için hiçbir
masraf gerekmemektedir.

ü Bulunduğunuz şehrin Barosuna bağlı Kadın Hakları Komisyonuna
başvurarak, yasal haklarınızı ve şiddetten korunma yollarını
öğrenebilirsiniz, problemlerinize daima yasal çözüm arayınız.



KADIN OLARAK, YASAL HAKLARINIZI VE ÖZELLİKLE DE ŞİDDETTEN KORUNMAK İÇİN
NE YAPILABİLECEĞİNİ MUTLAKA ÖĞRENİN, KENDİNİZ VEYA ÇEVRENİZDEKİ
HERHANGİ BİR KADIN İÇİN GEREKLİ OLABİLİR.



Yasa ile tanınan haklardan yararlanmamak, ŞİDDETİ KABULLENMEK, KADER
OLARAK GÖRMEK, ASLA ŞİDDETİN ORTADAN KALKMASINI SAĞLAMAYACAKTIR, aksine
size uygulanan şiddetin artmasına ve şiddeti uygulayan kişinin aynı
davranışı devam ettirmesine neden olacaktır. ŞİDDETİ ÖNLEMEK VE YENMEK
İÇİN UĞRAŞ VERMELİSİNİZ





4320 sayılı Ailenin Korunması Hakkında Kanun Hükümleri



4320 sayılı kanunun amacı aile içi şiddeti durdurma, özellikle kadını
ve çocukları korumadır. Söz konusu kanun, aile üyelerine ailenin diğer
bir üyesi tarafından şiddet uygulanması halinde bir takım özel
tedbirler alınmasını içermektedir. Şiddet mağdurları bizzat şikayette
bulunabilecekleri gibi, bu şiddete tanık olan veya şiddetten haberi
olan kişilerin başvuruları üzerine veya polisin doğrudan harekete
geçmesi üzerine de bu kanun uygulanabilmektedir.

Şiddete uğrayanların mahkemede şiddete uğrama ihtimallerini kanıtlama
yükümlülüğü bulunmamaktadır. Yapılan başvurular harca tabi değildir. (
Bu başvuru sırasında hiçbir ücret ödenmesi gerekmez )



KANUN HANGİ TEDBİRLERİ GETİRMEKTE

Madde 1 - Türk Kanunu Medenisinde öngörülen tedbirlerden ayrı olarak,
eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer
aile bireylerinden birinin aile içi şiddete maruz kaldığını
kendilerinin veya Cumhuriyet Başsavcılığının bildirmesi halinde, Aile
Mahkemesi Hakimi re’sen meselenin mahiyetini gözönünde bulundurarak
aşağıda sayılan tedbirlerden bir ya da bir kaçına birlikte veya uygun
göreceği benzeri başkaca tedbirlere de hükmedebilir*)

Kusurlu eşin;



a) Diğer eşe veya çocuklara veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile
bireylerine karşı şiddete veya korkuya yönelik davranışlarda
bulunmaması,



b) Müşterek evden uzaklaştırılarak bu evin diğer eşe ve varsa çocuklara
tahsisi ile diğer eş ve çocukların oturmakta olduğu eve veya iş
yerlerine yaklaşmaması,



c) Diğer eşin, çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinin eşyalarına zarar vermemesi,



d) Diğer eşi, çocukları veya aynı çatı altında yaşan aile bireylerini iletişim vasıtalarıyla rahatsız etmemesi,



e) Varsa silah ve benzeri araçlarını zabıtaya teslim etmesi,



f) Alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanılmış olarak ortak
konuta gelmemesi veya ortak konutta bu maddeleri kullanmaması.



Yukarıdaki hükümlerin tatbiki maksadıyla öngörülen süre altı ayı
geçemez ve kararda hükmolunan tedbirlere aykırı davranılması halinde
tutuklanacağı ve hürriyeti cezaya hükmedileceği hususu kusurlu eşe
ihtar olunur.

Hakim bu konuda mağdurların yaşam düzeylerini gözönünde bulundurarak tedbir nafakasına hükmeder. ( Eş ve çocuklar için)

Birinci fıkra hükmüne göre yapılan başvurular harca tabi değildir.



Madde 2 - Koruma kararının bir örneği mahkemece Cumhuriyet
Başsavcılığına tevdi olunur. Cumhuriyet Başsavcılığı koruma kararının
uygulanmasını zabıta marifetiyle izler.

Koruma kararına uyulmaması halinde zabıta, mağdurların şikayet
dilekçesi vermesine gerek kalmadan re’sen soruşturma yaparak evrakı en
kısa zamanda Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirir.

Cumhuriyet başsavcılığı koruma kararına uymayan eş hakkında Sulh Ceza
Mahkemesinde kamu davası açar. Bu davanın duruşması yer ve zaman
kaybına bakılmaksızın 3005 sayılı Meşhut Suçların Muhakeme Usulü Kanunu
hükümlerine göre yapılır.

Fiili başka bir suç oluştursa bile, koruma kararına aykırı davranan eşe ayrıca üç aydan altı aya kadar hapis cezası hükmolunur.



ADLİ YARDIM

Koşullarınız uygun değilse, başvurunuz üzerine, bulunduğunuz şehrin
barosu Adli Yardım Bürosuna yada temsilciliğine başvurarak ücretsiz
avukat tayin edilmesini isteyebilirsiniz. Türkiye’deki bütün barolarda
adli yardım hizmeti verilmekte olup, başvurunuz uygun görüldüğünde,
adli yardım hizmetinden yararlanabilirsiniz

Hukuk usulü Muhakemeleri Kanunu Hükümleri :

“Hukuki Yardım” anlamına gelen “Adli Müzaheret”ten yararlanabilmek için
2 temel kriter belirlenmiştir. Bunlar kısaca; 1-Fakir olmak, 2-Haklı
olmaktır.

“Adli Müzaheret” talebinin kabulüne karar verildiğinde, başvuru sahibi,
mahkeme tarafından, yargılama giderlerinin bir ya da bir kaçından
(veyahut tümünden) geçici olarak muaf tutulabilmektedir.“Adli
Müzaheret”ten yararlanan kişi, dava lehine sonuçlandığında, herhangi
bir yargılama giderini ödemekle yükümlü olmayacaktır. Ancak, dava
aleyhine sonuçlanırsa, Hazineden karşılanan tüm masrafları ödemek
zorunda kalacaktır. Çünkü, “Adli Müzaheret”ten yararlanan kişi, fakir
olmasının yanında, aynı zamanda haklı da olmalıdır.

Avukatlık Kanunu Hükümleri:

Adli yardım, avukatlık ücretlerini ve diğer yargılama giderlerini
karşılama olanağı bulunmayanlara bu Kanunda yazılı avukatlık
hizmetlerinin sağlanmasıdır.( Barolar bünyesinde kurulan Adli Yardım
Büroları, yargılama giderlerini doğrudan karşılamayacak, bu hususta
öncelikle, HUMK.nda düzenlenen “Adli Müzaheret” hükümlerinden
yararlanılacaktır.)

Türkiye Barolar Birliği Adli Yardım Yönetmeliği

Adli yardımın amacı, bireylerin hak arama özgürlüklerinin önündeki
engelleri aşmak ve hak arama özgürlüğünün kullanımında eşitliği
sağlamak üzere, avukatlık ücretini ve yargılama giderlerini karşılama
olanağı bulunmayanların avukatlık hizmetlerinden yararlandırılmasıdır.

Adli yardım istemi, hizmetin görüleceği yer adli yardım bürosuna ve
temsilciliklerine yapılır. Adli yardım bürosu ve temsilcilikleri, istem
sahibinden gerekli bilgi ve belgeleri ister, istemin haklılığı
konusunda uygun bulacağı araştırmayı yapar



Hazırlayan: Av. Ünzile Küç
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://malikoy.yetkin-forum.com
 
TÜrkİye'de Kadin Haklari Mevzuati
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Tüketici Hakları Nelerdir ? Nasıl Korunur ?
» Kadın....
» AtatÜrk'Ün SÖylev Ve DemeÇlerİ Kadin Kiyafetİ Ve ÖrtÜnme
» Astım ve Gebelik - Jinekoloji (Kadın Hastalıkları ve Doğum)
» Bir Kadın Bir Erkek | Torrent | İndir | Tüm Bölümler | Bedava dizi izle

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MaLıKöY :: EĞİTİM ve AKADEMİK BÖLÜMLER :: Hukuk-
Buraya geçin: