Gece düzenlenen at yarışları ve futbol maçlarında aydınlatma için kullanılan yüksek yoğunluklu ışıklar, sağlıklı uzay cisimleri gözlemi yapmanın önündeki en büyük engellerden biri.
Ege
Üniversitesi (EÜ) Gözlemevi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof.
Dr. Zeynel Tunca, gece düzenlenen at yarışları ve futbol maçlarında
aydınlatma için kullanılan yüksek yoğunluklu ışıkların, sağlıklı uzay cisimleri gözlemi yapmalarının önündeki en büyük engellerden biri olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Tunca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hızla artan nüfusun ve bunun getirdiği bilinçsiz ışık kirliliğinin bilimsel çalışmaları olumsuz yönde etkilediğini belirtti.
Işık kirliliğinin, gökbilimcileri en çok rahatsız eden konulardan
biri olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tunca, şu bilgileri verdi:
''Şu anda kullandığımız gözlemevi, 1965 yılında hizmete
girdi. O yıllarda şehir nüfusu 220 bin civarındayken, şimdi nüfus 3,5
milyon kişiye yaklaştı. Sürekli gelişen yerleşim alanları ve bilinçsiz
aydınlatma nedeniyle çok sağlıklı
gözlemler yapamıyoruz. Şehir içinde gece düzenlenen at yarışları, gece
oynan futbol karşılaşmaları, hatta halı sahalarda bulunan
ışıklandırmalar nedeniyle sağlıklı
ölçümler gerçekleştiremiyoruz. Hipodrom yetkilileriyle yaptığımız
görüşmelerde bize gece koşularının haftada bir olacağını söylemişlerdi
ama şimdi neredeyse haftanın
her günü gece koşuları yapılıyor. Ayrıca otoban ve parklarda yapılan
aydınlatmaların çoğu hatalı. Bunu engellemenin tek yolu ışıklandırmayla
ilgili kanun çıkarmaktır.''
Birleşmiş Milletler Örgütü'nün aldığı karar doğrultusunda uzayın,
tüm insanlığın malı olduğunu da dile getiren Prof. Dr. Tunca, bu karar
uyarınca, ülkelerin karanlık bölgelerinin, yani nüfusun az olduğu
bölgelerin hem bilimsel hem de kültürel amaçlı kullanılmasının kurala
bağlandığını ifade etti. Bunu dünyada bir çok ülkenin uyguladığını dile
getiren Tunca, ''Hatta Amerika Birleşik Devletleri, bir gözlemevi
yakınlarında bulunan kentin ışıklandırmalarını bilim çalışmaları uğruna
tamamen değiştirdi. Bunu da çıkardıkları kanunlarla gerçekleştirdiler.
Bizdeyse yapılan bilinçsiz ışıklandırma hem bilim çalışmalarına darbe
vuruyor, hem de ekonomik açıdan zarar veriyor. Işığı yanlış yönde,
yanlış yerde ve yanlış zamanda kullanmaya devam ettiğimiz takdirde bu
kirlilik her zaman yaşanacaktır'' diye konuştu.
''ÖLÇÜMLERİ OLUMSUZ ETKİLİYOR''Deniz seviyesinden 800 metre yükseklikte bulunan Kurudağ Tepesi'nde
yer alan gözlemevinde çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Prof. Dr.
Tunca, günümüzde hızla artan ışık kirliliği nedeniyle yaptıkları ölçümlerde hata payının artabileceğini de sözlerine ekledi.
Prof. Dr. Tunca, astronomi biliminde karanlık ortamın şart olduğunu
dile getirerek, ''1990'lı yıllarda TÜBİTAK olarak bir dış aydınlatma
yönetmeliği hazırladık, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına sunduk
ancak bu konuda bir gelişme olmadı. Şimdiyse bu kontrolsüz aydınlatmalar yüzünden yaptığımız ölçümlerde hem hata riski yükseliyor, hem de sönük yıldızları izlememiz gittikçe zorlaşıyor'' dedi.
''HAYVANLAR DA ZARAR GÖRÜYOR''Yerleşim alanlarının sürekli artması nedeniyle yaşanan ışık
kirliliğinin hayvanlara da zarar verdiğini söyleyen Prof. Dr. Tunca,
sözlerini şöyle tamamladı:
''Bugün yumurtasından yeni çıkmış bir Caretta Caretta
kaplumbağasının denize doğru değil de ışığın yoğun olduğu alana
yöneldiğini hepimiz biliyoruz. Geceleri yıldızlardan faydalanarak
yollarını bulan kuşlar, şehir ışıklarının cazibesine kapılıp yollarını
kaybedebiliyorlar. Bu şekilde meydana gelen kuş ölümleri
azımsanamayacak kadar çok. Yetkililerin bu işe bir an önce çözüm
bulması gerekiyor.''